Gezegenimizi ısıtmadan bizi serinleten
iklim dostu buzdolapları
bir hayal mi?

Dünyanın dört bir yanından liderler, küresel sıcaklık artışının yavaşlatılmasına dair çözümleri tartışmak için Almanya'nın Bonn kentinde geçtiğimiz hafta bir araya geldi. Zamanımız azalıyor. Atmosferdeki karbondioksit yoğunluğu geçtiğimiz yıl rekor bir hızla artarak üç milyon yıldır görülmemiş bir seviyeye ulaştı. Bilim dünyası, hükümetler tarafından alınan önlemlerin de küresel ısınma tehlikesini engellemek için yeterli olmadığı konusunda oldukça net.

 

Neyse ki, buzdolapları ve klimalar gibi iklim dostu soğutma cihazlarının kullanımının giderek yaygınlaşması ve kalıcı hale gelmesinin de aralarında olduğu pekçok çözüm yolu mevcut. Bu, hükümetlerin uygulayabileceği en düşük maliyetli ve en çok ihtiyaç duyulan çözümlerden birisi. 

 

Nüfus arttıkça ve ekonomi büyüdükçe, gelişmekte olan ekonomilerde soğutma cihazlarına olan tüketici talebi de hızla artıyor. Dünya çapındaki toplam klima stokunun 2030 yılına kadar 660 milyon adetten 1.5 milyar adete çıkması beklenirken, şu anki stoku 1 milyar olan buzdolabı adetinin de iki katına çıkarak 2030'da 2 milyarı bulacağı öngörülüyor. İklimlendirme, sıcak ve nemli bölgelerde yaşayan kişilerin sağlığını, üretkenliğini ve yaşam kalitesini iyileştiriyor. Gıdaları korumak için en iyi araç olan buzdolapları, evlerde elektrik kullanılmaya başladığında satın alınan ilk cihazlardan birisi olmuştur. Buzdolaplarının, dolaylı yoldan iklim değişikliğine sebep olan etkenlerden gıda israfını azaltma konusunda yaptığı katkı da çok değerlidir.

 

Bu soğutma cihazları bizi serinletip yiyeceklerimizi soğutuyor ancak gezegenimizin ısınmasına da yol açıyor. Söz konusu cihazlar nasıl üretildiğine bağlı olarak; kullanılan elektrik aracılığıyla doğrudan ve içlerindeki soğutucu gazlar aracılığıyla dolaylı olmak üzere 2 şekilde iklime etki ediyor.

 

Gelişmekte olan birçok ülkede halihazırda kullanılan mevcut klimalar ve buzdolapları, genellikle F gazlar adı verilen insan yapımı soğutucu gazlarla çalışıyor. Bu gazlar, karbondioksitle karşılaştırıldığında 10 bin kat daha fazla iklim değişikliğine neden oluyor. F gazlar, kontrol altına alınmadıkları takdirde 2050 yılına kadar iklim kirliliğinin yaklaşık %20'sinden sorumlu tutulabilir. 
Ancak, çoğu pazarda hâlâ satılmakta olan eski cihazlardan çok daha üstün performansa sahip cihazların kullanımını hızlandırmanın kanıtlanmış yöntemleri var. Gelişmekte olan ekonomiler, iklim dostu klima ve buzdolabı kullanmaya başlayarak yıllık karbondioksit emisyonlarını 2030 yılına kadar 570 milyon ton azaltabilirler. Bu da, söz konusu ekonomilerin klimalar için olan elektrik gereksiniminin %30, buzdolabı için olan elektrik gereksiniminin ise %60 azalması demektir.

 

Örneğin Güney Afrika, bu değişime imkan tanıyan yeni politikalar uygulayarak 2030 yılına kadar yıllık 2 megaton karbondioksit salımını önleyebilir. Bu, bir milyon yolcu taşıtının trafikten çekilmesine eşittir. Bu konuda daha güçlü önlemler almak hem hükümetler hem de işletmeler için inanılmaz derecede faydalı olacaktır. İklim dostu teknolojilerin artan şekilde kullanımıyla birlikte, cihaz üreticileri de ürünlerinin iklim değişikliğine olan etkilerini daha da azaltmak için çalışıyor. İklim değişikliğini iş stratejilerine dâhil eden şirketler geleceğin kazananları olacaktır. Hükümetler, vatandaşların gittikçe artan taleplerini karşılamak için, üreticilerin iklim dostu cihazlarını piyasaya sürmelerine yardımcı olacak yeni politikalar uygulamalılar.

 

Birleşmiş Milletler Çevre Programı, United for Efficiency (Verimlilik İçin Birlik) girişimi kapsamında dünyanın önde gelen şirketleri ve uzman kuruluşlarla işbirliği yaparak Afrika, Asya ve Latin Amerika'daki 30'dan fazla ülkede hükümetlerin bu tür politikalar geliştirmesine ve uygulamasına yardımcı oluyor.

 

Bu çalışma, Montreal Protokolü’nde 2016 yapılan “Kigali Değişikliği”nin uygulanmasını güçlü bir şekilde destekliyor. Böylece, hükümetleri ve üreticileri F gazlarının üretim ve tüketiminin azaltılmasına yönelik küresel çaptaki ihtiyaç konusunda çalışmalar yapmaya yönlendiriyor. Kigali Soğutma Verimliliği Programı ile sağlanan yeni fon ile United for Efficiency (Verimlilik için Birlik), hükümetlerin fazlasıyla ihtiyaç duyduğu desteği hızlandırıyor.

 

İklim dostu cihazların küresel çapta kullanılmasıyla, dünyanın dört bir yanındaki insanlar buzdolaplarının ve klimaların konforundan faydalarınken, iklim değişikliği üzerindeki etkilerini de en aza indirmek mümkün olacak. Artık, bu kısır döngüden kurtulmanın ve biz serinlerken gezegenimizin de soğuk kalmasını sağlamanın zamanı geldi.

 

Hakan Bulgurlu - CEO, Arçelik

Erik Solheim - İcra Direktörü, BM Çevre Programı

Egel Larsson Grossman - CEO, MABE

Yazan
Hakan Bulgurlu, CEO