Dördüncü Sanayi Devrimi’nin yükselişi, iş yapış şekillerini değiştirerek yeni iş fırsatlarının oluşmasını sağladı. Günümüzde, kurumsal hedeflerimize ulaşmak için insanlar ve robotların omuz omuza çalışma biçimlerini kavramamız gerekiyor.
Önceki blog yazımda, teknolojinin içinde bulunduğumuz çevreyle başarılı bir şekilde harmanlanmasından ve sorumluluklarımızı sorunsuz bir şekilde yerine getirmemizdeki rolünden bahsetmiştim. Aynı durum, yeni endüstriyel çağda işletmelerde kullanılan teknolojiler için de geçerli. Bu yazımda Dördüncü Sanayi Devrimi’ne bakış açımı aktararak, gündemde sıklıkla yer alan bazı sorulara yanıtlar sunacağım.
İlk üç endüstriyel devrim, üretime olan yaklaşımımızı değiştirirken aynı zamanda çalışma şekillerimize de yön verdi. Makinelerin üretim sahalarına tanıtıldığı ilk sanayi devriminde, ağır fiziksel güç kullanımından operatör olarak çalışan personele geçiş yaptık. Sonrasında da neredeyse tüm ölçümlemeleri, birim zaman başına düşen makine gücü üzerinden yapmaya başladık. Bu metriğin en üst düzeye getirilmesi ikinci ve üçüncü sanayi devrimlerinin de kapılarını araladı.
21. yüzyılın başında, üretim kapasitesi ve nihai ürünlerin kalitesine ilişkin ölçüler hızla yükseldi. Üretim yaklaşımı bir kez daha değişmek üzereydi. Günümüzde farklı ölçülerin peşindeyiz. Belki de ilk üç devrimin üretim hedeflerini inceleyerek yaptığımız hataları düzeltebiliriz.
Dördüncü Sanayi Devrimi’ni öncekilerden farklı kılan ne?
İnsan ve robotun bir arada çalıştığı montaj hattı
İnsanlarla çalışma konusunda robot adaptasyonunun sosyal yönleri @Atölye 4.0.
Akıllı Asistan Sistemleri
Akıllı asistan sistemleri, kurumlar tarafından yeni endüstriyel devrimde kullanılan yazılım işgücü sistemleridir. Bu sistemler, önceleri beyaz yakalı çalışanlar tarafından yürütülen yüksek hacimli, tekrarlayan ve manuel görevlerin otomasyonunu gerçekleştiriyor. Robotik süreç otomasyonu olarak da adlandırılan, akıllı asistanlar tarafından yürütülen işler, endüstriyel robotlardan ziyade iş akışını otomatize eden ve kullanıcı etkinliğini çoğaltan yazılım robotlarını içeriyor. Akıllı asistan sistemleri, kavramsal otomasyon veya sosyal robotlara kıyasla, muhakeme gerektirmeyen daha basit görevleri ele alıyor. Bu nedenle yapay zekayı onlarla her zaman ilişkilendiremeyebiliyoruz. Bu sistemler çağrı merkezleri gibi işletmelerde halihazırda kullanılıyor.
Dördüncü Sanayi Devrimi’nde, akıllı asistan sistemleri, işgücünün kaçınılmaz bir parçası haline gelerek çalışanların, yazılımın gerçekleştiremeyeceği daha yaratıcı, yenilikçi ve ilgi çekici görevlere odaklanmasını sağlayacak. Sonuç olarak, yapılan iş daha ilgi çekici bir hale gelecek ve motivasyon artacak.
Kavramsal Otomasyon
Akıllı asistan sistemleri üzerine kurulan kavramsal otomasyon, belirli miktarda tecrübe, bilgi ya da iç görü gerektiren yüksek hacimli ve tekrar eden görevleri otomatize etmeye yardımcı olur. Bu sistemlerin görev bağlantılı bilgi seviyesi, yapay zeka sayesinde insan kavrayışıyla karşılaştırılabilir seviyelerdedir.
Kavramsal otomasyonun karakteristik özellikleri; şablon, görsel, metin ve el yazılarını tanıması, doğal dili işleme süreci, anlamsal hesaplama ve olasılık çıkarımıdır. Zaman içerisinde makine, sistemi geliştirmek ve şablonları belirlemek için algoritmaları öğrenir ve önceki tecrübelerin üzerine inşa eder. Kavramsal otomasyon yalnızca yazılımdır ve genellikle herhangi bir fiziksel ara yüze sahip değildir. Dördüncü Sanayi Devrimi’nde çeşitli kamu kuruluşları ve özel sektör şirketlerinde idari görevler bu tür otomasyon sistemleri tarafından gerçekleştirilecek.
Öte yandan, insanlar tarafından yürütülen çalışmalar da farklı bir yön alacak; bu sistemleri denetlemek ve onlarla iş birliği yaparak daha karmaşık görevleri yerine getirmek. İnsan zekası hakimiyetini sürdürecek. Yüksek yetenek gerektiren işler büyük ölçüde değişecek.
Sosyal Robotik
Benim için en heyecan verici ve bir o kadar da en az araştırma yürütülmüş alanı sosyal robotik oluşturuyor. Sosyal robot teknolojisi, çalışmalarımızı ciddi bir şekilde değiştirecek. Akıllı asistan ve kavramsal otomasyondan farklı olarak sosyal robot teknolojisi, yalnızca yazılım temelli sistemler değil aynı zamanda fiziksel oluşumlar. Sosyal robotlar, karmaşık görevleri yerine getirmek üzere insanlarla ve diğer sosyal robotlarla etkileşim ve iletişim kurup iş birliği yapabiliyor. Kavrama için sensörleri, muhakeme için yapay zekayı ve fiziksel etkileşim için akıllı aktuatörleri kullanıyorlar. Dördüncü Sanayi Devrimi’nde sosyal robotların oldukça faydasını göreceğiz. Kurumsal hedefleri yerine getirmek üzere insanlarla omuz omuza çalışmanın yanı sıra tam bağımsızlığa da sahip olacaklar. Sosyal robotlar, insanlardan iş çalmak için değil; bilişsel, sayısal ve fiziksel yeteneklerimizi çoğaltarak "yardımcı pilot" olmak üzere yerlerini aldılar. Sosyal robotlar insan aktivitelerini gözlemleyerek sürekli eğitilen ve gelişen, yapay zeka temelli araçlardır.
Dördüncü Sanayi Devrimi ile iş yapış şekilleri değişirken yeni iş tanımları da gündeme geliyor. Çalışanlar artık akıllı asistanlar, kavramsal otomasyon ve sosyal robotlar sayesinde yüksek beceri gerektiren görevleri ofis ve işletme ortamında yerine getirebiliyor. İş doğası ve iş ortamı dönüşüm geçirdikçe çalışanlar, daha yüksek sorumlulukların ve daha geniş bireysel gelişimin keyfini çıkaracak. Dördüncü Sanayi Devrimi’ni bugünden benimseyerek gelecekte çalışmak istediğimiz işyerini sorgulamalı ve bunu gerçekleştirecek araç ve teknolojiler yaratmalıyız. Şimdi, insanlar için üretimdeki merkez rolünü geri alma zamanıdır.
Yeni Endüstriyel Çağda
Yenilenen İş Tanımları